Copyright © 2020 Bu sitede kullanılan tüm içeriklerin telif hakları "Prof. Dr. Zeki Tunç" a aittir.


uyumak istersen. halbuki bak bu jimnastiği yap kendini de alıştır uykun da gelmez harika uyanık olursun lazım aynana bak karşıya bak yana bak sağa bak ağacın arkasına bak ağacın ağaç sallanıyor mu? ona bak gölge geçiyor mu? ona bak falan filan ama böyle sabit bakma şimdi şükrü hocam hocalarımız şunu söylerler uzağa bak bu doğru bir laftır ama motora başlayan dizisini önce bir uzağa baktırmasını öğretmek lazım. hoca haklı. ama bunu sonraki aşamaları işte bunlar. kedi, köpek geçiyor mu? olabilir. bakacağız. hepsini küçük göz hareketleri. bir şey söylemek istiyorum. evet. ben en önde giderken uykum daha az geliyor. önümde bir motor varsa sürekli onu takip ettiğim için uykuyu hemen geliyor. bu otobanın dışında zaten fark etmiyor. analizi ona bırakıyorsun yanlış. demek ki devamlı böyle şey yapmak lazım taramak. taramak lazım. geleceksin. zeki burada usta motorcu. usta motorcu bunları yapar dedik. usta motorcu bunları yapar dedik. peki neyi yapmaz? bunu çok fazla kullanıyor. yormayın. neyi yapmasa da hemen söyleyeyim. sadece bir odaklanıp bakmaz. bu ilk başlangıçta bunu işte uzağa odaklan falan deriz ama sonrası da budur. bir de belaya da bakmıyor galiba. evet. sabit bakmayacaksınız. devamlı hareket halinde olacaksınız. gözlerinizle ama. böyle boynunuzu gömeceğiniz yerde boynunuzu döveceksiniz. ama göz hareketlerinde kullanmasını bileceksiniz. özellikle yok bu bunlar. bakın arkadaşlar. şimdi tam da güzel bir noktaya değindiniz. biz bunları niye anlatıyoruz biliyor musunuz? motosikletten zevk almanız için anlatıyorum evet. güvenli kullanmaktan zevk almanız dışında anlatıyoruz bunları yapmak bir hamallık değil. bunları yapmak bizim yeter ki farkında olun farkında olduğunuz zaman keyifle yaparsınız bunları ve kendinizi de iyi hissedersiniz. peki bundan sonra kazanılırken tabii ki. tamamen kazanılan alışkanlığı. yok bunlar. şimdi arkadaşlar biraz önce size sabit bir noktaya bakmak yanlıştır diyor. hani uzağa da baksanız tamam bir daha bakacağız da sabit bakmayacaksınız. bununla ilgili bir test yapacağız. bu testi iki takım kas yapıyor birbirine ve sizden ricam beyaz takımın kaç tane pas yaptığını sayın bakalım. beyaz takımın tamam mı? kaç tane pas yaptığını sayın kaç kişi bilecek? merak ediyorum. garip bir şey gelen evet başladığı zaman ilk önce pasları yapacaklar. yani beyaz pasları sayacağım. tamam çok dikkatli bakmanız lazım. hadi be. şimdi bir geri gelirsek sola şuradan yakarsak olur. şimdi beyaz takım, siyah tepesi. kursi soruyor. oradan çeksene. evet. şimdi biraz sonra başlayacak. saymaya başlayın. bakalım kaç kişi bilecek. zeki daha he. kurseri çeker misin tamam bravo size peki hayalim peki. bu arada bir şey gördünüz mü? kaç kişi gördü? ama ben bir şey gördü. kaç kişi bir şey gördü. normalde ama kaç kişi bir şey gördü. bildiğiniz için değil. bir şey diyorum. yani bir değişik bir şey var. birisi geçti orada. siyahlı beyaz pasta. gorilliler. arkadaşlar oradan oradan bakın. sabit bakınca ne oluyor? o da on üç basmış. bakın. biz beyazları takip ediyoruz. çünkü pikse olduk beyaza. bu arada. bu arada bak ayı geçiyor. o mu ayırmış ya? bir şey siyah bir şey diyor. demek ki fikse olmak sabit bir bakmak ne kadar kötü. yani koca ayı geçti oradan ya. kötü ayarlıysa o böyle birisi kendini kaybeder. bundan daha kötü görme alanları var. ve hala onların görmesi var. yani otomobil kullanabiliyorlar çok önemli bir konu yakın arkadaşlarla tartıştığımız bir konu olduğu için soruyorum. siz oluşturduğu ışık düzleşiyor. evet. aslında sürüşü daha tehlikeli yapmıyor mu? yani kenardan gelebilecek bir takım şeyleri dünya tehlikeleri görmesini engellemiyor. ışık ve ışık gözünü kör ediyor. yani çekmesi diye bir şey var. dolayısıyla o geçişi yapamıyor. ve anlayamıyor ve tehlike de oluşturuyor daha önce. yani sis farlarının belli voltajda mı diyelim? ya da belli lümen lazım yani bizim kullanacaklarımız yan görüşleri sağlayacak böyle sis farı gibi çok güçlü değil ama yan görüşleri sağlayacak farlar koyabiliriz. ayrıca da o hani çakarlar makarlar falan mesela arkada çakar. frene çakar koymuş. frene bastığı zaman çakmaya başlıyor. otomobilci de çakıyor falan diyor. sonra da ona çakıyor. yani o siz sürücünün dikkatini dağıtmış oluyorsunuz. sürücü sürmeyle ilgili dikkatini stop lambasının çakıp sönmesine dikkat kaybetmesine neden oluyorsunuz. bu da öyle çok sağlıklı bir şey değil. yani yalancı çobanlık yapıyor o ışıklar. aynen öyle. yani giderken vermek istediğiniz metal aslında sağa dönecekseniz sağa giden veya sola dönecekseniz sola giden bir kolu gösteren bir sinyal. evet. ama siz gereksiz ışıkları yaptıkça arkadaki sürücü size güveni oluşturuyor. beyninde o güveni oluşturmadığı için size dikkat de etmiyor. daha da ciddiye almıyor. ben buna yalancı çoğalmıştım. hele bir de iyi göremeyen birisi mi? şimdi iyi gören birisi bunların analizini yapabilir. ama iyi görmeyen birisi sıkıntı yaratıyor. sürüş dengesi bozulur. ıyi görmeyen birisinin. siz bir şey söyleyeceksiniz böyle bir problemi olan kişi, göz testinden geçebiliyor mu? geçer. geçer. ya o zaman potansiyel yani onların şeyleri var. görme alanında belli oranda bozukluğu olanlar görme keskinliğinde belli o anda bozukluğu olanlar falan diye bir şey var ama şu sürücü görmek etkinliğinde sıkıntı yaşamaz yani. ehliyet olabilir.evet. tabii çünkü böyle insanları ne denir? ışte eskiden vardı onlar. hani sağ retrovizör yoktu. sağ ne diyordu? dikiz aynası. evet türerken görme alanımız ne durumda? şimdi yürüyüş esnasında biraz önce hafif bahsettim. biz böyle yolda yürüyoruz. yürürken gözümüz tam karşıya bakıyor. bu haldeyken sağ gözümüz doksan derece buraya bakabilir. sol gözümüz doksan derece buraya bakabilir. bu bizim alanımızı oldukça genişletir. bir de kafamızı çevirdiğimiz zaman yüz on derecede kafamızı çevirebiliyoruz. bu tarafa da kafamızı çeviriyoruz. ve toplamda neredeyse üç yüz altmış derecelere ulaşabilecek bir görme alanı yaratabiliyoruz. ama bunlar kasksız ve gözlüksüz. ovaya kask ve gözlük girdiği zaman o zaman açılarımız çok daralıyor. burada devreye işte kafayı döndürmek girmesi gerekiyor. niye kafayı döndürmemiz lazım? zaten açı burada da yani öyle doksan derecelik bir aşımız yok. yani gözümüz böyle döndüğü zaman direkt kaskın içini görüyoruz. o zaman kafamızı döndürmemiz gerekiyor. ve kafa döndürüldüğü zaman tek gözde değil, çift gözle görüyoruz. ve bu çift gözle görmeye de cankurtaran bakışı diyoruz. yani şurada mesela kavşak var şu arka tarafa da bakmamız lazım. böyle bir bakıp çevirmemiz bizim işte o cankurtaran bakışımız. canımızı kurtarıyor çünkü. ya da şerit değiştireceğiz. o cankurtaran yapmamız lazım. sadece aynaya dikiz aynasına bakarak yeterli görüş alanı sağlayamayız. kör noktalar vardır çünkü. o kafamızı çevirdiğinizde şu hareket sizin canınızı kurtarabilir. o yola çıkmanızı engelleyebilir. burada da bir tane bakın görme alanı ııı bozukluğu olan bir kişi. tahtayı okuduğu zaman çok güzel okur. ama görme alanı daralmıştır. görme alanı daralmasıyla ilgili de bir resim göstereceğim size birazdan. biz mesela uzağı ne kadar görüyoruz diye bakıyoruz. ama motorsiklet kullanırken bizim ne kadar uzakta ne kadar aşı görebildiğimiz çok önemli. yürürken dedik işte yüz seksen derecelik bir panoramik görüşümüz var. kırk kilometre saate çıktığımız zaman bu alan yüz seksenden hop yüz dereceye düştü. yetmiş kilometreye çıktığımız zaman yetmiş beş dereceye indi. peki iki yüz kilometreye çıktığımız zaman açımız ne kadar bilen var mı acaba? sormuyorum yavrum. tünel oluyor. üç yüz tane. ıki yüz kilometreyle giderken. otuz derece olabilir mi? beş derece. beş derece. yani olmaz. sadece tehlikesi şu hızlı gitmek değil. yani görüş alanının daralması diye bir konu var yani. ezbere gidiyorsunuz. evet. analiz yapamıyoruz artık. analiz kalmadı. aslında bu gözleriyle beyin gücüyle ilgili bir konu. değil mi? evet. yani analiz yapamıyoruz. beş dereceyle analizimizi sınırladık. evet. buradan bütün tehlikeler serbest. her türlü tavşan geldi. hiçbir şey gördüğümüz zaman zaten geçmiş olsun. yüz otuz yüz kilometreyle giderken bile ya. yüz kilometre ne ki? kırk beş dereceye düşüyor açıkçası. görme açısından. yani şehirler arası sürüş yüz kilometre. doksan da elliymiş. evet. yüz otuz kilometre süren otuz dereceye düşüyor. kaldı ki türkiye'nin en büyük riski yandan gelen köpek. görmüyoruz yani iki yüz kilometreyi de söylemek istemiyorum bir daha. beş derece. tam bir tünel. evet bir de biraz da böyle bir varsa görme alanınızda sıfır. sen düşünün.üç yüzle giderken ne oluyor? gözlükçü geldi. emreciğim hoş geldin. hoş bulduk. ağzına sağlık. evet. şimdi artık yüzde beş. sona geldik. sona gelirken bizi ilgilendiren motor ilgilendiren, göz hastalıklarından çok kısa değinmek istiyorum biraz bilgi sahibi olunuz diye. genelde de şurada birkaç tane genç arkadaş var ama çoğumuzda maşallah belli bir olgun değil.olgunlaşma dönemine doğru gidiyoruz. ve bu dönemde bizim karşımıza çıkan sırf karşımıza çıkan rahatsızlıklardan bahsetmek istiyorum. bir kere yakın gözlüğü, progresif gözlük biraz önce bunları bahsettik.prograsi gözlük bizim görme alanımızı daraltıyor. yakın görme problemi yine bizim bordla ilgili analiz yapmamızı zorlaştırıyor.