Özel Araç İle Gelecekler İçin Otopark Yol Tarifi
Taksi otobüs ile Gelecekler İçin Yol Tarifi
1979-1985 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakülte'sinde Tıp eğitimi almıştır.
Oftalmoloji İhtisasına, 1988 yılında Pierre et Marie Curie Üniversitesi PARIS Vl'da başlayıp, Necker ve Laennec Tıp fakültesi hastaneleri ve Centre National d'Ophtalmologie des Quinze Vingts PARIS'de asistanlık yapmıştır. Asistanlık dönemindeki başarılarından ötürü PARIS XII Üniversitesi'nde "Chef de Clinique" olarak Refraktif Cerrahi (miyopi, hipermetropi ve astigmatizma tedavisi) Sorumlusu sıfatıyla çalışmıştır. Laser Eximer tedavisinin Fransadaki öncülerindendir.
Ayrıca oküloplastik cerrahi "göz estetiği" formasyonu da olan Dr.Tunç, bu konuda kendi adıyla anılan "Skleral Otogref ile Eviserasyon Tekniği"ni tanımlamış ve bu tekniğin dünya oftalmoloji literatüründe yer almasını sağlamıştır. Bu yeni eviserasyon tekniği otoriteler tarafından onaylanmış ve 1997 yılında, Fransa'da Orbito-palpebral cerrahi yüksek ihtisas tezi olarak hazırlanmıştır. Tunç Eviserasyon Tekniği aynı zamanda Türkiye'de 1998 yılında Göz Uzmanlık tezine konu olmuştur ve başarılı bulunmuştur.
1995 yılında Fransa'da damlayla dikişsiz Fakoemülsifikasyon katarakt operasyonlarına başlayan ilk cerrahlardandır.
1997 yılında, Paris'teki çalışmalarını sürdürürken Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi Göz Servisini kurması teklif edilmiş, bunun üzerine Türkiye'ye dönmüştür. 1997 yılında Fakoemülsifikasyon tekniğini Topikal anestezisiyle (iğnesiz damlayla anestezi) Türkiye'de bütün hastalarına uygulayan ilk doktordur. Iğnesiz anestezi ve Quick-Chope Fako tekniği ile dikişsiz ve pansumansız katarakt operasyonunu gerçekleştirmek üzere Live Surgery (toplantı esnasında canlı cerrahi) toplantılarına Fransa ve Türkiye'de davet edilen nadir cerrahlardandır. Lazer'le miyopi tedavisine 1991 yılında Fransa'da ilk başlayanlardan olup Fransız Sağlık Bakanlığının Homologasyon çalışmasına katılmış tek yabancıdır.
Halen miyopi, hipermetropi ve astigmatizma tedavisini LASİK ve Femtosecond laser teknolojileri ile gerçekleştirmektedir.Neodymium-YAG Laser ile katarakt operasyonu diğer ismi "LASER-FAKO" ile ilgili çalışmaları ve pratik uygulamaları ile bu konudaki dünyadaki öncülerdendir ve Laser-Fako için Tunç Laser Fako Probunu geliştirmiştir. Amerikan Paradigm firması, Laser-Fako tekniği ile ilgili katkılarından ötürü, firma araştırma doktoru ve tanıtım cerrahı gurubu üyesi seçmiştir. Türkiye'de ilk defa 1997 yılında intrastromal ring (korneal halka) ile geriye dönüşümlü miyopi cerrahisine başlamıştır.
Bu tecrübelerini Keratokonüs gibi tedavisi henüz mümkün olmayan bir hastalıkta "İntrastromal Ring" uygulamasına başlamış ve bu konuda dünyada öncülük etmiştir... 8 Mayıs 2000'de Paris'te Fransız Oftalmoloji Kongresinde Keratokonüs'te İntrastromal Ring tedavisinin sonuçlarını ilk kez rapor etmiştir ve yurt dışında yayınlanmıştır. Ayni tarihli Paris kongresinde de Tunç Eviserasyon Tekniğinin beş yıllık sonuçları Fransız ekip tarafından sunulmuş ve tekniğin yüksek başarısı tekrar vurgulanmıştır.
10 Mayıs 2002 tarihinde Keratokonüs tedavisindeki başarının kalıcılığı üzerine yine Paris'te kongrede bildirisini sunmuştur ve Kasım 2003 tarihinde de Journal Français d'Ophtalmologie dergisinde yayınlanmıştır.Katarakt ve Refraktif Cerrahisi'nde bütün gelişmeleri yakından takip etmekte olup, Türk Oftalmoloji Derneği, Societe Française D'Ophtalmologie, American Academy of Ophthalmology, European Society of Cataract and Refractive Surgeon, American Society of Cataract and Refractive derneklerine üyedir. Katarakt ve Refraktif cerrahilerine katkılarından dolayı Türk Oftalmoloji Derneği Katarakt ve Refraktif Birimi Aktif Üyeliğine seçilmiştir.
Fransız Oftalmoloji Derneği tarafından internasyonal danışman olarak seçilmiştir.Dr. Zeki Tunç'un, bilimsel eser dosyasındaki yayınlarının kalitesi, oftalmoloji bilimine yaptığı katkılar ve çalışkanlığının bulunduğu yerlerde takdir edildiği göz önüne alınarak, 2012 yılında doçent ve 2017 yılında profesör kadrosuna atanmıştır.Hobileri arasında tenis, motosiklet, snow board, kayak, kitesurf ve rüzgar sörfü vardır.
Sıkça Sorulan Sorular
Prof. Dr. Zeki Tunç; Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1995 yılında mezun olmuştur. Yurt içi ve yurt dışında pek çok kurumda görev almış ve başarılı çalışmalar gerçekleştirmiştir.
Prof. Dr. Zeki Tunç’tan randevu almak için; 0(212) 287 01 00 numaralı telefonu kullanabilirsiniz. Gerek arama yaparak gerekse de Whatsapp üzerinden yazarak uygun gün ve saatlerde randevu almak mümkündür.
Prof. Dr. Zeki Tunç’un iletişim numarası; 0(212) 287 01 00’dır.
Prof. Dr. Zeki Tunç’un muayenehanesi; İstanbul Avrupa Yakasındadır. Prof. Dr. Zeki Tunç hastalarını Şişli Torun Center’daki muayenehanesinde kabul etmektedir.
Prof. Dr. Zeki Tunç’un çalışma alanları aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;
Retina hastalıkları türleri
Retina; göz küresinin arka duvarını kaplayan ışığa duyarlı milyonlarca sinir hücresinden oluşan ve bu yapısı sayesinde görüntüleri algılamamızı sağlayan tabakadır. Retinanın bu hassas yapısında en fazla hasara sebep olan durumlardan biri olarak karşımıza şeker hastalığı çıkmaktadır. Bununla beraber retinada en sık gözlemlenen hastalıkları; şeker hastalığına bağlı olarak meydana gelen diyabetik retinopati, yaşa bağlı oluşan maküla dejenerasyonu, maküla deliği, retina yırtığı, retina dekolmanı, retinal ven ve arter tıkanıklıkları, epirentinal membran şeklinde sıralayabilmekteyiz.
Bebeklerde şaşılık hakkında
Şaşılık, özellikle yeni doğan bebeklerde göz kaymaları şeklinde gözlemlenebilmekte ve yalancı göz kayması olarak tanımlanabilmektedir ve bu gibi durumlarda uzman muayenesi gerekir. Şaşılık, rutin sağlık kontrollerinin ve göz muayenelerinin gerçekleştirilmesi yoluyla, kontrol altında tutulabilmektedir.
Şaşılık ve gözlük tedavisi
Şaşılık tedavisinde ilk ve öncelikli tedavi seçeneği olarak karşımıza gözlük kullanımı çıkmaktadır. Uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilen değerlendirmeler doğrultusunda belli bir süre boyunca gözlük kullanılarak, gözlerde bulunan şaşılık problemi tedavi edilebilmektedir.
Femtosaniye yöntemi, katarakt tedavisinde uygulanan yeni bir ameliyat tekniğidir. Dikişsiz katarakt operasyonu bir modifikasyonudur. Bu bakımdan katarakt tedavisinde en sık tercih edilen yöntem olarak karşımıza çıkan femtosaniye yöntemi ile, göz içi merceğinin kapsülüne yönelik işlemler hızlı ve etkili şekilde gerçekleştirilebilmektedir.
Femtonasiye ile katarakt tedavisi, iki göze de uygulanabilmektedir. Femtonasiye yöntemi ile korneal kesiler mikro bıçaklar ile oluşturulmaktadır. Bu durum kataraktın iki gözde de tedavisini hızlı, daha konforlu ve daha az riskli hale getirmektedir.
Keratokonus, korneada meydana gelen sivrileşme ve incelme sonucunda ortaya çıkan bir göz hastalığıdır. Genetik ya da çevresel faktörler sebebiyle meydana gelebilen keratokonus, erken teşhisinin gerçekleştirilmemesi veya tedavi edilmemesi durumunda kornea nakline kadar varabilen sonuçlara sebep olabilmektedir.
Keratokonus ameliyatında hasta seçimi
Keratokonus, genellikle 15-30 yaş aralığındaki gençlerde meydana gelen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak korneada oluşan sivrileşme ve incelmenin ilerlemesi durumunda korneaya ameliyat ve riboflavin adı verilen B12 vitamini uygulanmaktadır.
Keratokonus Nasıl Önlenir
Keratokonus, genetik ya da çevresel sebeplerle meydana gelebilen ve alerjik göz hastalıkları sebebiyle ilerleme gösterebilen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. İlerleyici olan ve her iki gözü birden etkileyen keratokonusa önlem amacıyla gözün sürekli ovulmasından kaçınılmalıdır. Ancak, genetik ve çevresel pek çok etkene sahip bu durumun belirgin bir önlenme yöntemi bulunmamakta, hastalığın ilerlemesi cerrahi yöntemlerle %90 oranında durdurulabilmektedir.
Göz Sağlığında Beslenmenin Önemi
Göz, yapısal olarak hassas ağ tabakalardan meydana gelmekte ve görme işlevini sağlıklı şekilde yerine getirebilmesi için belli başlı maddelerle beslenmeye ihtiyaç duymaktadır. Görme fonksiyonlarının sağlıklı şekilde yerine getirilebilmesi için gerekli olan maddeler, belli başlı besin gruplarının tüketilmesiyle sağlanabilmektedir. Beslenme direkt olarak görme fonksiyonlarının sağlıklı şekilde işleyiş göstermesini sağlamaktadır.
Presbiyopi tanımı
Presbiyopi, yakını görememe sorunudur ve genel itibariyle 40 yaş üzeri kişilerde yaşın ilerlemesine bağlı olarak meydana gelmektedir. Göz içindeki mercek, yakına gelen cisimleri şeklini değiştirip şişerek görmektedir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte gözlerimizin içinde bulunan mercek, şekil değiştirme yeteneğini kaybetmekte ve presbiyopi meydana gelmektedir.
Presbiyopi tedavisi çeşitleri
Presbiyopi tedavisinde, genellikle optik düzeltmeler gerçekleştirilmekte ve bu amaçla gözlükler kullanılmaktadır. Bununla birlikte presbiyopi tedavisinde uygulanan yöntemlerin başında, göz içi trifokal mercek operasyonları gelmekte, diğer bir yöntem olarak presbylasik lazer tedavisi yöntemi karşımıza çıkmaktadır.
Presbiyopi tedavisi sonrası süreç
Presbiyopi tedavisi ile gözdeki mercek değiştirilmektedir. Hızlı ve kolay şekilde gerçekleştirilen presbiyopi tedavisinden bir gün sonra hastalar yakını görebilme yetilerini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebilmeye başlamaktadırlar. Ancak presbiyopi sonrası görmenin tam olarak oturması yaklaşık bir ay sürmekte ve bu süreçte gerekli göz kontrollerinin düzenli olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Katarakt Doktoru Seçimi
Katarakt doktoru seçiminde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta olarak, operasyon öncesi uygulanan işlemlere dikkat edilmelidir. Uzman kişilerce gerçekleştirilen katarakt ameliyatları öncesi, detaylı göz muayenesinin gerçekleştirilmesi ve biyometrik ölçümler yapılması gerekmektedir. En iyi katarakt doktoru, en detaylı ve titiz çalışmaları yürüterek oluşabilecek komplikasyonların ve olumsuz sonuçların önüne geçebilmektedir.
Şaşılık Nasıl Tedavi Edilir
Şaşılık, tedavi edilebilen bir problemdir. Şaşılık tedavisinde öncelikli olarak tercih edilen yöntem ise, gözlük kullanımıdır. Uzman doktor tarafından uygulanan gözlük tedavisinden sonuç alınamaması durumunda, cerrahi yöntemlere başvurularak şaşılık tedavisi gerçekleştirilebilmektedir.
Lasik ile miyopi tedavisi
Lasik ile miyop tedavisi sonrası dikiş uygulanmamakta ve bandaja kullanımı gerekmemektedir. Ancak, uzman doktor tarafından yapılan öneriler titizlikle dikkate alınmalıdır. Lasik ile miyop tedavisinin ardından, ilgili göz kontrollerinin aksatılmadan ve düzenli şekilde gerçekleştirilmesi oldukça önemlidir.
Lasik ile miyopi tedavisi
Lasik ile miyop tedavisi sonrası dikiş uygulanmamakta ve bandaja kullanımı gerekmemektedir. Ancak, uzman doktor tarafından yapılan öneriler titizlikle dikkate alınmalıdır. Lasik ile miyop tedavisinin ardından, ilgili göz kontrollerinin aksatılmadan ve düzenli şekilde gerçekleştirilmesi oldukça önemlidir.
Miyopi Tedavisi Çeşitleri
Miyop tedavisinde Lasik yöntemine alternatif olarak bir tedavi yöntemi geliştirilmemiştir, ancak intralase yani bıçaksız lasik yöntemi geliştirilerek, Lasik yöntemi daha güvenli hale getirilmiş ve kişiye özel uygulamalar geliştirilmiştir.
Retina Hastalıkları ve Genetik
Retina, yaklaşık 1,5 milyon sinir lifinin birleşmesiyle oluşan ve görmeyi sağlayan bir ağ tabaka yapısıdır. İç yüzeyinde görme hücrelerini besleyen damarlara sahip olan retina, görme siniri ve beyin birbirinin tamamı kabul edilmektedir. Bu bakımdan birbirini tamamlayan bu yapıların kalıtsal olarak retina hastalıklarına genetik yatkınlık taşıması, hastalıkların sebebini oluşturabilmektedir. Retina hastalıklar, genetik, doğumsal ya da ilerleyen süreçlerde meydana gelen hastalıklar sebebiyle ortaya çıkabilmektedir.
Retina sağlığı ve diyabet
Retina hastalıklarının en sık gözlemlenen nedenlerinden biri olarak karşımıza diyabet çıkmaktadır. Diyabet, sistemik bir hastalıktır ve damarlara oluşturduğu olumsuz etki beraberinde retina hasarını da getirmektedir. Retina, sinir hücreleri çok hızlı çalıştıklarından damarlar tarafından beslenmeleri oldukça önemlidir. Retina içi ve dışında bulunan damarlardan beslenen retina ağ tabakasında, damarların zarar görmesiyle birlikte kalıcı hasarlar meydana gelebilmektedir. Diyabetin damarlarda oluşturduğu hasar, retinada oluşan kalıcı hasarların sebebini oluşturmaktadır.
Göz Tansiyonunda Nedenler
Göz tansiyonu, diğer adıyla glokom, göz içerisindeki basıncın yükselmesine bağlı olarak ortaya çıkan bir durumdur. Göz yapısının ön tarafında, dokuların beslenmesinden sorumlu olan bir sıvı dolaşmaktadır. Göz içerisinde üretilen bu sıvı, yine başka bir grup kanal aracılığıyla göz dışına atılmaktadır. Gözün pörsümemesi için göz içinde belli bir basınç olmalıdır. Göz sıvısının göz dışına çıktığı alanlarda meydana gelen tıkanıklık sebebiyle ilgili sıvının dışarı yeterince atılamaması, göz basıncının yükselmesine sebep olmakta ve göz tansiyonu meydana gelmektedir.
Göz tansiyonunda tedavi
Göz tansiyonu, göz kanallarında oluşan tıkanıklık sebebiyle göz içi basıncının sıklıkla yükselmesi durumudur. Göz içi basıncının yükselmesi, görme sinirini besleyen küçük damarların daralmasına görme sinirinin hasar görmesine ve zamanla kişinin görme alanının daralmasına sebep olmaktadır. Göz tansiyonu yavaş ve sinsice seyir gösteren bir hastalık olmakla beraber, ancak hastalığın son aşamalarında kendini belli etmektedir. Tanının geç konulması durumunda görme sinirinde kalıcı hasarlara sebep olabilen göz tansiyonu, tedavi edilmemesi durumunda görme kaybıyla sonuçlanabilmektedir.
Göz tansiyonunun göz kapağı düşüklüğüne etkisi
Göz tansiyonu kesin tanısının gerçekleştirilebilmesi için, yalnızca göz tansiyonunun ölçümüne değil, görme alanı tetkiklerine de ihtiyaç duyulmaktadır. Bununla beraber, göz kapağı düşüklüğüne sebep olan nörolojik nedenlerden biri, göz kapağını kaldırmakla görevli olan sinirin hasar görmesidir. Zamanla kişinin görme alanının daralmasına sebep olan göz tansiyonu, göz kapağı düşüklüğüne sebep olan durumlar arasında bulunmamaktadır. Ancak her iki durum, görme alanında önemli etkiler meydana getirmektedir.
Hipermetrop, yakını iyi görememe problemidir. Çocuklarda hipermetrop probleminin çok küçük yaşlarda fark edilmesi ve hızlıca tedavi sürecine başlanması oldukça önemlidir. Çocuklarda dikkat eksikliği ve yakını görememe belirtileri gözlemlenmesi durumunda, vakit kaybetmeden uzman doktor kontrolüne başvurulmalıdır. Çocuklarda hipermetrop probleminin erken tanısı gerçekleştirilmediği takdirde, göz tembelliği problemi ortaya çıkabilmektedir. Bu bakımdan en geç 2 yaşına kadar çocuklarda ilgili göz muayeneleri gerçekleştirilmeli, çocukların göz numaraları saptanarak, egzersizler uygulanmalı ve çalıştırılmalıdır.
Hipermetrop ameliyatı için doğru zaman
Hipermetrop problemi bulunan kişilere, öncelikle kontakt lens ve gözlük tedavisi gibi yöntemlerle tedavi uygulanmaktadır. Ancak göz bozuklukları hipermetrop derecesi 5’ten yüksek olan kişiler yüksek hipermetrop hastası kabul edilmekte ve cerrahi yöntemlere başvurulmaktadır.
Hipermtropi Tedavisinde Lasik
Lasik, ileri teknoloji ürünü olan mikrokeratom kullanılarak gerçekleştirilen dikişsiz, ağrısız, hızlı ve oldukça etkili bir teknik olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaklaşık 4 ya da 5 dakika süren lasik ile hipermetrop tedavisi sonrası hasta hızlı şekilde daha sağlıklı görmeye başlamakta fakat yüksek numaralarda “ 4 ve üstü” miyoplardaki gibi başarılı olamamaktadır.
Ameliyatsız Göz Kapağı Düşüklüğü Tedavisi
Göz kapağı düşüklüğü, yakın zamana kadar sadece ameliyat yoluyla tedavi edilebilen bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktaydı, ancak yakın zamanda yaşanan gelişmeler doğrultusunda Plasma enerjisi verilmesi yoluyla göz kapağı düşüklüğü tedavi edilebilmektedir. Avrupa’da yaygın olarak uygulanan ve Türkiye’de de uygulanmaya başlanan Plasma enerjisi yöntemi ile, epidermis adı verilen cildin en üst kısmında yenilenme sağlanarak alt tabakaların kasılması sağlanmakta ve hafif göz kapağı düşüklüğü tedavi edilebilmektedir.
Göz Kapağı Düşükllüğü Nedenleri
Göz kapağı düşüklüğü, yaşlanmaya bağlı olarak ilgili dokuların gevşemesi sonucu oluşabildiği gibi, doğuştan sebeplerle ya da ilerleyen süreçte yaşanan kaza, felç, travma, beyin problemlerinin bir sonucu olarak da meydana gelebilmektedir. Ayrıca, göz kapağındaki sinir ve kas sorunları, tümör ya da göz ameliyatları da göz kapağı düşüklüğüne sebep olabilmektedir.
Göz Kapağında Düşüklük
Göz kapağı düşüklüğü genellikle doğuştan sebeplerle karşılaşılan bir durumdur ve temel sebepleri hakkında net bilgiler bulunmamaktadır. Bu bakımdan göz kapağı düşüklüğü önlenebilen bir durum olarak karşımıza çıkmamakta, yaşın ilerlemesine ya da yaşanan travmalara bağlı olarak gerçekleşen göz kapağı düşüklüklerinin tiplerine göre tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.
Lasik ile Miyop Tedavisi Süreci
Lasik ile miyop tedavisinde öncelikle, gözün ön bölümünde bulunan şeffaf nitelikteki kornea tabakası ince bir yaprak halinde kaldırılmakta ve korneaya gerekli işlemler gerçekleştirilmektedir. Dikişe gerek kalmadan ilgili bölgenin kapatılmasıyla, hızlıca ve ağrısız şekilde tedavi gerçekleştirilmekte, hastalar 4-5 dakika süren işlem sonrası hemen sağlıklı şekilde görmeye başlamaktadır.
En iyi göz doktoru seçimi
Göz dokularında oluşabilecek hasarlar, onarımı mümkün olmayan sonuçlara sebep olabilecek kadar hassas niteliktedir. Bu olayı bir aynanın kırılmasındandan çatlamasından sonra düzeltimesinin imkansızlığı olarak benzetebiliriz. Bu bakımdan göz doktorlarının detaylı araştırmalar yapılarak, titizlikle seçilmesi gerekmektedir. İyi ve alanında uzman göz doktorları, görme fonksiyonlarına en etkili müdahaleleri gerçekleştirebilmekte ve fonksiyonların sağlıklı şekilde işleyiş göstermesini daha hızlı şekilde sağlayabilmektedir.